Bilim kurgu sinema ve edebiyat dallarında son yıllarda büyük ilgi çeken "Post Apokaliptik (Kıyamet sonrası) Sanat Akımı"nın Türkiye'deki uygulayıcılarından sanatçı Uğur Çalışkan, taş, cam, kemik, metal gibi topladığı atık maddeleri sanat eserlerine dönüştürüyor.
Sanatçı Uğur Çalışkan, yaşama içgüdüsünün temel ve en güçlü içgüdü olduğunu, tüm canlıların şartlar ne olursa olsun yaşamını sürdürmek, var olabilmek için mücadele ettiğini ve bu konunun yaptığı çalışmaların alt yapısını oluşturduğunu söyledi.
Heykellerini çoğunlukla topladığı çeşitli objeler ve bunlara eklediği malzemelerle ortaya çıkaran Çalışkan, eserleri için taş, cam, kemik, atık metal ve teknolojik atık malzemeleri topluyor.
Sanatçı, "post apokaliptik sanatın, dünyanın evrende yaşanabilen tek yer olduğunu ve yaşamın kıymetini anımsatılması adına erken uyarı görevi yerine getirmesini umduğunu" dile getirdi.
Çalışkan, eserlerinde, yaşama içgüdüsü üzerinde yoğunlaştığını belirterek, "Çalışmalarımı, doğanın mekanik yapısalını ve insanlığın bundan öykünerek oluşturduğu metal ve teknolojik malzemeleri, doğal malzemeleri ve hatta kirlenmiş havayı bile kullanarak bir sanat nesnesine dönüştürülmüş, metamorfoza uğramış artistik kurgular ve yapılar şeklinde ifade edebilirim" diye konuştu.
Dünyanın ve yaşamın çok kıymetli olduğunu anımsatması için işlerinin, bir "çuvaldız" görevi görmesini umduğunu dile getiren sanatçı, bunun için elinden geleni yapmaya devam edeceğini söyledi.
Anadolu Ateşi Dans Topluluğunun deri kostümlerinin tasarım ve uygulamalarını da yapan Çalışkan'ın, 18 kişisel sergisi bulunuyor.